ANKARA-BHAFanatik Gazetesi’nde Türk sporuna dair önemli değerlendirmeler yapan Ömer Gürsoy, son yazısında Tenis Federasyonu’nda yapılacak seçime dair notlar paylaştı.Ömer Gürsoy, yazısında şu ifadeleri kullandı:“Teniste son 20 yıldır matruşka gibi hep birbirinin içinden doğan federasyon başkanları döneminin sonuna geldik.İlk bakışta ‘ne güzel istikrarlı bir yönetim ‘ kurulmuş gibi gözükse de aslında farklı bakış açısına , farklı yönetim anlayışına izin vermeyen, rutinin teslim aldığı ve statükonun çarklarını farklı başkanların çevirmeye devam ettiği ve asla aks değişikliğine izin vermeyen bir dönem olduğunun da altını çizerek geçmişte defalarca yazdım..
Bundan tam bir ay önce bu köşelerde ‘Teniste değişim zamanı, TFF’den TTF’ye sürpriz aday’ yazımda ilk kez kamuoyuna duyurduğum Şafak Müderrisgil 11 Kasım’da yapılacak seçime tek aday olarak giriyor..‘Türk Tenis Hamlesi’ olarak adaylık çalışmalarını yürüten Müderrisgil yukarıda ifade ettiğim aks değişiminin mimarı olacaktır.Bir düşünürün dediği gibi; değişen göz her şeyi değiştirecektir.Sporcu odaklı, sporcuya elini uzatan ve sporcunun omuzuna dokunan ve de en önemlisi Türk tenisçisinin kendini değerli hissettiği bir yaklaşım ile tüm tenis aktörlerinin hücrelerine işlemiş ‘sevgisizlik ortamını’ gidermesi ile Türk tenisinin önünün açılacağını düşünüyorum..Geçtiğimiz 1 aylık dönemde Diyarbakır, Erzincan, Adana, Ankara, İstanbul gibi bir çok ilde kulüplerle görüştü, tenisin diğer paydaşları ile bir araya geldi..Hatta delegesi olmayan bir çok kulüp ve akademiyi de ziyaret etti..Ve böylece bir çok kişiyi dinleme fırsatı oldu..Elbette yol haritasını belirlemek için bu görüşmelerin de katkısı olacaktır..Doğru pusula için zihinsel olarak beslenmesi gereken süreci hızlandırdığını düşünüyorum ama kendisine de ifade ettiğim gibi Tenis Federasyonu Başkanlığı diğer federasyonlara göre çok daha farklı zorluklarda içeriyor..Müderrisgil döneminde; tenisin tüm paydaşları fısıltı gazetelerine ve kapalı kapılar arkasında konuşmaktan vazgeçerek duygu ve düşüncelerini rahatlıkla ifade edeceği bir ortamı sağlamasını umuyorum..Ve yeni dönemde yeni başkandan bir dileğim var; çok genç yaşta tenisi bırakmış veya ara vermiş tenisçiler ile tenis bursuyla Amerika’ya gitmiş ( veya gitmek zorunda kalmış) tenisçilerimizi özel bir programla Türk tenisinin içine dahil etmesi..kimisi sporcu olarak tekrar rekabete girebilir, kimisi ( her biri bir veya bir kaç yabancı dil biliyor) de antrenör olarak Türk tenisinin geleceğini şekillendirebilme imkanı bulurlar…3 Ekim’de bu köşede ‘ aday Şafak Müderrisgil’ olarak yayınlanan yazımı bugün ‘Türkiye Tenis Federasyonu Başkanı Şafak Müderrisgil’ olarak okunması için tekrar yayınlıyorum…O zaman yazdıklarım bugün de geçerli..Çünkü o yazım zaten bir başkan için yazılmıştı..Federasyon Başkanları CEO gibi olmalıYine geçmişte de bir çok yazımda 2024’lerin dünyasında uluslararası rekabetin içinde bulunan federasyon başkanlarının bir CEO gibi donanımlı, vizyonel ve mesaisinin önemli bir bölümünü federasyona ayırması gerektiğini savunurum..İletişim, sponsorluk, marka değeri yaratma sadece kamunun desteği ile yetinmeyen yeni gelir üretme becerisine sahip, uluslarası federasyonlarda da görev alabilecek donanımda ve branşın kamuoyunda tanınması konusunda yetenekli federasyon başkanlarına ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.Klasik eski dönem federasyon yöneticilerinin dönemi çoktan geçti..Tam da bu aşamada, Türk tenisi için bir milad olabilecek bir adayın adı gündeme düştü..Şafak Müderrisgil..Bir önceki dönemde TFF’de Hukuk Kurulundan ve Kadın futbolundan sorumlu yönetim kurulu üyesi olarak görev yapan Müderrisgil’in adaylığı tenis camiasında hem bir şaşkınlık hem de büyük bir heyecan yarattı.Şaşkınlık yaratmasının sebebi tenis camiasının çok yakından tanımaması, heyecan yaratmasının nedeni ise de Türk tenisinin son 15-20 yılında kurulan aksın değişme ihtimalinin belirmesi..Bunun için Müderrisgil çok güçlü bir aday olarak ortaya çıkıyor..Türk tenisine ‘umut’ lazım…Yakında resmi adaylığını ve projelerini kamuoyuyla paylaşacak Müderrisgil; Türk tenisi ile ilgilenen herkesin bildiği ama kapalı kapılar ardında ancak fısıltıyla söyleyebildikleri ‘Türk tenisi artık bitti, tünelin ucu karanlık’ ümitsizliğine son verebilecek mi?TFF’de birlikte çalışma fırsatı bulduğum ve Kadın futbolunda fark yaratan çalışmalarıyla dikkat çeken, UNESCO ile spor alanında özel projeleri yürüten Müderrisgil’in devletin inanılmaz kamu destekleri ve tesisleşme hamlelerine rağmen uluslarası rekabette bir türlü istenilen seviyeye gel(e)meyen Türk tenisi için bu zorlu görevde başarılı olması için doğru kadro seçimi, doğru stratejiye ve de önünde uzun ve çalılarla dolu bir yol var..Dünyanın en zor ama en çok izlenen ve takip edilen branşlarından Tenis de ülke tenisçilerinin dünya sahnesinde boy göstermesi için tüm birikimini ve donanımını bu işe ayıracağına eminim.Şafak Müderrisgil’in başkan seçilmesi halinde ülkemizde yaklaşık 65 federasyon içerisinde bir veya ikinci kadın başkan olacak..( not : o tarihte Yelken Federasyonu Başkanlığı’na bir kadın aday daha vardı ve Özlem Akdurak henüz seçilmemişti)Ve inanıyorum ki; Müderrisgil federasyonlarda da başkanlık çıtasını da yukarı çekecektir.”YAZININ LİNKİ:
Teniste ‘aks değişimi’ kadın eli ile olacak – Ömer Gürsoy
Teniste ‘aks değişimi’ kadın eli ile olacak – Ömer Gürsoy